Forum Alemi

SEO

vBulletin Search Engine Optimization

Geri Git   Forum Alemi

Forum Ankara

  #1  
Alt 26.Haziran.2019, 08:49
Dark - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark Dark isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Co-admin
 
Üyelik tarihi: 01.Kasım.2015
Mesajlar:
Dark - İCQ üzeri Mesaj gönder Dark - AİM üzeri Mesaj gönder Dark - MSN üzeri Mesaj gönder Dark - YAHOO üzeri Mesaj gönder
Standart Cumhuriyeti Teskilat-i Mahsusa kurdu


M. ALI EREN
50'li yillar... Türkiye'nin umumi görüntüsü, Tek Parti Dönemi'ne nazaran daha bir güllük gülistanlik. Demokrat Parti'nin ülkeye getirdigi demokrasi ve özgürlük havasi, devlet ile kamu arasindaki gerilimi oldukça azaltmis. CHP döneminin Disisleri Bakani Hasan Saka'nin öncülügünde baslayan Türk-Amerikan iliskileri, "Marshall Yardimi" ile biraz daha rayina oturmus gözüküyor. Gelisen iliskilerin aslinda, Amerika'nin isine yaradigi da su götürmez bir gerçek. Yüklü bir Osmanli mirasina sahip Türkiye'de, Amerika'nin yararlanabilecegi çok sey var.
Türkiye'nin yeniden yapilandigi bu yillarda esrarengiz bir Amerikali, Ford Foundation'in da destegiyle Washington-Ankara-Istanbul ve Washington-Misir arasinda mekik dokuyor. Türkiye ve Misir'da eski bir saklı örgütün üyeleri ile sik sik görüsmeler yapiyordu. Yerli arastirmacilara kapali tutulan bazi saklı kapilar, Türk-Amerikan iliskilerinin yüzü suyu hürmetine, bu kisiye ardina kadar açiliyordu. Philip H. Stoddard adli bu esrarengiz Amerikali, bunca zahmete Osmanli'nin istihbarat örgütü teligindeki Teskilat-i Mahsusa hakkinda aynntili bilgi edinebilmek amaciyla katlaniyordu.
Trablusgarp Savasi sonunda kurulan Teskilat-i Mahsusa'nin birçok görevlisi hayattaydi o yillarda. Bunlardan en önemlisi hiç kuskusuz Esref Kusçubasi idi. Aziz el-Misri, Zübeyde Sapli, Ahmet Salih Harb, Hilmi Musallimi, Satvet Lütfi Tozan ve Hamza Osman Erkan gibi, her biri adeta "yasayan tarih" niteligindeki Teskilat-i Mahsusa üyeleriyle Türkiye ve Misir'da defalarca biraraya gelen "Esrarengiz Amerikali" Stoddard, hayatinin hazinesini bulmustu. Elde ettigi çok önemli bilgileri, 11 Mayis 1963 tarihinde Princeton Üniversitesi'nde doktora tezi olarak sundu. Çalismada 1911-1918 yillari arasinda Osmanli hükümetleri ile Araplar'in münasebetleri inceleniyor, Teskilat-i Mahsusa'nin Ortadogu ve Kuzey Afrika'daki faaliyetleri arastiriliyordu. Stoddard'in bu kapsamli çalismasi sonunda, örgüt ve faaliyetleri hakkindaki bütün bilgiler Amerika'nin eline geçmis oldu.

Teskilat-i Mahsusa'nin Süleyman Askerîden sonra reisi olan Esref Sencer Kusçubasi, büyük yararliliklar gösterdigi Hicaz'da Arap kiyafetiyle gorülüyor.

Kahraman-i hürriyet Enver Pasa, kendisine bagli olarak Osmanli Devleti'nin ilk saklı istihbarat örgütünü kurdu, ancak teskilatin soylu ürününü Mustafa Kemal Pasa aldi. CIA IÇlN BlR KAYNAK: TESKlLATl MAHSUSA
Teskilat-i Mahsusa gibi bir saklı örgüt, genis ufuklu ve büyük devlet felsefesi ile düsünen Osmanli devlet adamlari için ne kadar önem tasiyorsa, tipki Osmanli gibi "büyük oynayan" Amerika için de o denli önem tasiyordu. En azindan, dünya hakimiyetinin pekistirilmesi bakimindan bir saklı örgütün dünya ölçeginde nasil çalismasi gerektigine dair önemli dersler veriyordu Teskilat-i Mahsusa.
Stoddard'in Teskilat-i Mahsusa hakkinda elde ettigi bilgiler CIA'nin ufkunu bir hayli genisletmis ve isine oldukça yaramis olmali. Isin ilginç yani, Teskilat-i Mahsusa'nin birikiminden Türkiye'nin bir türlü yararlanamamasi. Çünkü Misaki Ulusal sinirlari içerisine sikisip kalmis "dar ufuklu" bir Türkiye, o begenmedigi Osmanli kadar bile büyük düsünemiyor.
Stoddard'in Teskilat-i Mahsusa hakkindaki çalismalari 1963'te tamamlandi. Ama Türk kamuoyuna Teskilat-i Mahsusa'yi tanimak Amerika'dan tam 30 yil sonra, yani 1993 yilinda nasib oldu. Çalisma 1993 yilinda ARBA Yayinlari'nin girisimleri sonucu Türkçe'ye çevrildi ve ayni adla yayinlandi: "Teskilat-i Mahsusa: Istanbul'un Dogusunda Bitmeyen Oyun". Kitabin bu tarihte piyasaya çikmasinin özel bir anlami var Mahir Kaynak'a göre. "Bu kitabin yayinlanmasi" diyor Kaynak, "AmerikaAvrupa güç dengesi arasinda bir tercih yapmak noktasina gelmis olan Türkiye'deki Alman lobisinin zayiflatilmasi amacina yönelik."
Bu arada Stoddard'in sözkonusu çalismasini yayinlayan ARBA Yayinlari, önümüzdeki birkaç ay içinde, Teskilat-i Mahsusa'nin en önde gelen ismi Esref Kusçubasi'nin bugüne kadar hiçbir yerde yayinlanmamis hatiralarini Türkçe ve Ingilizce olarak yayinlamayi düsünüyor. ARBA yetkilileri bu hatirati, "dostumuz" Philip H. Stoddard'dan almis.
Teskilat-i Mahsusa, bazen çevrelerce "Kizil Sultan" diye adlandinlan Sultan II. Abdülhamid'in Islamcilik düsüncesini bütün dünyaya yayma isteginin bir ürünü olarak tezahür etmis kabul ediliyor. Yeri gelmisken söylemekte yarar var; bu saklı örgüt, Abdülhamid'i tahtindan eden Ittihat Terakki Partisi mensuplarinca kurulmus.
Iktidara gelinceye kadar oldukça liberal ve özgürlükçü bir siyasal tavir sergiliyor gözüken Ittihat Terakki'nin ayaklari, iktidari zorla ele geçirdikten sonra suya degdi. Ülkenin içinde bulundugu durumu ve dünya konjonktürünü daha yakindan görme firsati bulan Ittihatçilar, devletin kurtulusunun Abdülhamid'in politikalarina dönmekle mümkün olacagini anladilar. Ama artik olan olmus, ati saha Üsküdar'i çoktan geçmisti.
Ittihat Terakki'nin Islamci ve Türkçü bir siyaset belirlemesi, Talat Pasa'nin 1910 yilinda Selanik'te yapilan saklı bir toplantida Müslümanlar'la gayri müslimlerin esit olmadigini söylemesi ve Balkan Harbi sonunda gayri müslimlerin Osmanli'dan ayrilmasiyla baslar. Ittihatçilar, Abdülhamid'in ektigi Islamcilik tohumlarinin biçilme vaktinin geldigine inaniyorlardi artik. Abdülhamid, Islam dünyasini halifelik etrafinda birlestirmek, ümmet suuru ve Islam kardesliginin olusmasini saglamak amacindaydi. Ancak Ittihat Terakki'nin darbesi sonucu iktidari elinden alinan Abdülhamid'in bu düsüncesi, bir "ütopya"dan öteye geçmedi. Son yillarda yayinladigi önemli arastirma kitaplari ile dikkat çeken Orhan Kologlu, bu faaliyetleri Panislamizm olarak degerlendirmenin yanlis olacagini belirtiyor. Çünkü Abdülhamid döneminde Ittihad-i Islam hareketi, fikri ve sahsi gayretlerin ötesine geçebilmis degildi. Oysa bir hareketin "Pan" niteligini kazanabilmesi için bir örgütünün ve siyasi hedefinin olmasi gerekiyor. Nitekim, Abdülhamid'in dünyanin dört bir yanina gönderdigi "misyoner" ruhlu kisilerin Osmanli Devleti içinde öyle söylenildigi gibi bir teskilatlari yoktu. Bu kisiler padisaha bagli olarak görev yapan gönüllü kimselerdi. Ittihatçilara göre ise, emperyalistlere karsi ağırbaşlı bir mücadele verebilmek, bütün Islam dünyasini harekete geçirmekle mümkündü. Bunu gerçeklestirmek için de bir örgüte ihtiyaçlari vardi Ittihatçilarin. Ayrica politikacilari güvenilir bulmayan Ittihatçi kurmaylara göre bu örgüt, saklı bir örgüt olmaliydi.
TESKlLAT-I MAHSUSA: Ilk GlZLl ÖRGÜT Harbiye Naziri Enver Pasa'ya bagli olarak 1913 yilinda kurulan Teskilat-i Mahsusa'nin daire baskani, Süleyman Askeri Bey idi. Dr. Philip H. Stoddard'a göre 1916 yilinda personel sayisi 30 bin kisiye ulasan örgüt ajanlarinin büyük bir kismi, uzmanlardan olusmaktaydi. Örgütte doktorlar, mühendisler, gazeteciler, politikacilar ve subaylarin yanisira, geçmisi oldukça karanlik ama sadakatlerinden kusku duyulmayan gerilla savasi uzmanlari da yer aliyordu. Böylesine varlıklı bir "ajan kadrosu" na sahip olmasina ragmen Türkçe ve yabanci dillerde yayinlanan kitaplarda Teskilat-i Mahsusa'dan pek sözedilmemesi, sözedenlerin de yeterince bilgi vermemesi, Stoddard'a göre teskilatin etkinlik alani ve personel sayisini saklı tutmakla yükümlü olan Osmanli devlet adamlarinin bir taktik basarisiydi. Bu asrin ilk çeyreginde etkinlik gösteren Teskilat-i Mahsusa, o yillarda dünyanin en güçlü ve en etkin örgütlerinden biriydi. Ortadogu ve Kuzey Afrika basta olmak üzere üç kitada örgütlenen Teskilat-i Mahsusa ajanlarmm pek azi örgüt mensubu olarak taniniyordu. Resmi üyelik listeleri bulunmamakla birlikte Kusçubasi Esrefe göre böyle bir listenin yayinlanmasi, Ortadogu'daki birçok devlet adamini rahatsiz edecekti.
Dr. Orhan Kologlu:Ilk örgütlü saklı hareket
Abdülhamit dönemi sanildiginm aksine sadece duygusal Islamcilik dönemidir. Panislamcilik yapacak ne örgüt ne kadro vardir. Abdülhamit Bati'ya karsi yalniz Islamcilik alternatifi kullanabilecegini vurgulamistir. Abdülhamit yillari hem Osmanli, hem Islam ve hem de dünya kamuoyunda Islamcilik fikri olustu. Bu fikri pratige döken Ittihat Terakki oldu. Bu düşünce Trablusgarb Savasi'nda Enver Pasa'nin kafasinda dogdu. tstanbul'a dönünce hükümet darbesi yaptilar. Enver Pasa'nin sahsina bagli kurulan Teskilat-i Mahsusa devleti kurtarma gayesi ile ilkeleri ve hedefleri olan bir örgüttü.
Teskilat genelde Ittihat ve Terakki'nin askeri kanadina hizmet etti. Dünya Savasi sirasinda cihat ilanini duyurmak için etkinlik gösterdi. Ama devletin içinde bulundugu sosyoekonomik durumun yetersizligi örgütü iflas ettirdi. Ittihatçilari takdir etmek lazimdir ki, bütün Islam dünyasina emperyalistlere karsi mücadele dinamizmini bu teskilat ile vermislerdir. Teskilat-i Mahsusa'dan soylu Mustafa Kemal, îstiklal Harbi'nde ürün alir, maceracilari tasfiye eder. Teskilat-i Mahsusa üyeleri diger saklı örgütlerin yaninda Anadolu Ajansi (AA) muhabiri olarak da kurulus yillarinda hizmet ettiler.

Casusluk ve karsi casusluk faaliyetleri tarih boyunca olagelmisti ama, dogrusu bunun Batili anlamda müesseselesmesi ilk olarak Teskilat-i Mahsusa ile gerçeklesti. Abdülhamid dönemi de dahil, bundan önceki dönemlerdeki casusluk faaliyetleri padisahin sahsina bagli olarak yapildigi için, saglikli bir örgüt yapisi olusturmak da pek mümkün degildi.

Bati Trakya'da Teskilat-i Mahsusa'nin kurdugu bagimsiz devlette bayrak çekme merasimi yapilirken
Eylem stratejisi
Ittihatçilarin ittifaklari dogrultusunda Teskilat-i Mahsusa, Almanya ile hem finans, hem de teoripratik fiil birligi içindeydi. Kafkasya, îran, Ortadogu, Hindistan ve Afganistan bölgelerinde önceleri Almanlar'la birliktelik saglanmis, ancak daha sonralari basgösteren bazi sorunlar nedeniyle bu dayanisma çözülmeye baslamisti. Almanlar maddi gücü, Teskilat-i Mahsusa ise milis ajanlari sayesinde bölge halkinin destegini saglamislardi. Umumi planlama Enver Pasa'nin Alman Genelkurmayi ile koordinasyonu sonucu gerçeklestirilmisti. Uygulama alaninda ise Esref Sencer'in baskanliginda Zübeyde Sapli, Ahmet Salih Harb, Hilmi Musallimi, ve Hamza Osman Erkan gibi serdengeçtiler yer aliyordu.

Teskilat-i Mahsusa'nin "Ittihadi Islam" hareketinin temin ettigi Güney Afrika merkezi Yuhanisburg sehri Müslümanlari'ndan bir grup.Teskilat'in gayesi özetle, Islam dünyasini ve Müslüman Türkler'i bir bayrak altinda toplamak, yani genis imparatorluk cografyasinda yerine göre Panislamizm, yerine göre de Pantürkizm yapmakti. Ancak Ittihatçi kurmaylarin sanildigi kadar ütopist olmadiklarini da söylemek gerek. Bu ideolojilere sahip olmalarina ragmen gerçeklesmeyecek bir rüyanin pesinde olduklarinin da farkindaydilar. Herseyden önce, umumi konjonktür tümüyle aleyhteydi. Buna karsi onlarin Teskilat-i Mahsusa'dan bekledikleri sey, Islam ülkelerine saldiran Ruslar'a ve îngilizler'e karsi besinci kol faaliyetlerini sürdürebilmekti.
Ergün HiçyilmazIslam dünyasinin destekledigi bir örgüttüTeskilati Mahsusa Islam inanci ile Hiristiyanlar'a karsi kurulmus derhal bütün Müslüman dünyasinin destegini almis gizli, militer ve ayni zamanda sivil bir örgüttü. Faaliyetleri Osmanli cografyasindan baska Hindistan, Java, Ortaasya'ya kadar uzaniyordu. Teskilat-in kurucusu Süleyman Askeri. Mensuplarinin hepsi gerilla ruhuna sahip kisilerdi. Örgüt vatanseverlik temeline dayaniyordu.Teskilat, sabotaj, mühimmat nakliyati gibi sahalarda basarili olurken karsi casuslukta o kadar muvaffak olamadi. Ama kendi istihbaratini devlet disinda kurmus olabilir, bunu bilmiyoruz. Teskilat bütünüyle devlet disinda kurulsa idi daha basarili olurdu. Özerk degildi, Enver Pasa'dan ve onun adami diger Ittihatçi subaylardan buyruk aliyorlardi. tttihat Terakki'nin yanlislari Teskilat-i Mahsusa'ya da yansidi.Ittihatçilar sunu göremediler, 1914'te Avrupa karsi cephelere ayrilmis olsa da mücadele Osmanli topragi içindi. Savasi kazansaydik ne olacakti; Almanlar kazanmis olacakti. Hicaz Demiryolu'nun sabote edilmesiyle Istanbul'un Mekke ve Medine ile iliskisini kesmek ve Halifeligi Osmanli disina çikarmayi planliyorlardi.Bu konudaki arastirmalar Teskilat-i Mahsusa'nin 15 kisisi etrafinda döndürülüyor. Halbuki hiçbir seyden habersiz, sayisi belirsiz ve sadece hizmet gayesi ile çalisan 'nefer' kadrosu vardi. Esref Sencer'i de bazi kimseler tek adam gibi gösteriyor. Süleyman Askeri silinmek isteniyor. Bu tavir Osmanli Türk askerine takinilan tavirdir.Teskilat-i Mahsusa elemanlarinin ellerinden büyük paralar geçmistir. Ama, nakit yediklerine dair bir vesika görmedim.MÎT konusunda da biz sadece onun içe dönük yönüyle ugrasiyoruz, diça dönük faaliyetlerini bilmiyoruz. Bizim saklı örgütümüz sebep CIA, Intellegent Servis gibi onurlu olmasin. Tabii bu yapilanlan duyurmakla ilgilidir. Yapilanlarin karanlikta birakilmasi, karanlik islere de zemin hazirliyor.
Teskilattaki ünlülerEnver Pasa, Binbasi Süleyman Askeri, Esref Kusçubasi, Rauf Orbay, Çerkes Ethem, Abdulaziz El-Sinusi, Dr. Esat Isik Pasa, Hüsamettin Ertürk, Mehmet Akif Ersoy, Cezayirli Buyruk Ali, Afyonlu Ali Çetinkaya, Ali Fethi Okyar, Binbasi Misirli Aziz Ali Bey (sonradan Misir ordusunda general), Nuri Killigil (Enver'in kardesi sonradan önemli sanayici), Binbasi Fuat Bulca (sonradan THK Baskani), Tegmen Islam Bey (Fuat Pasa'nin oglu), Binbasi Mustafa Kemal Bey, Yüzbasi Manastirli Nuri Conker (Osm. Meclisi Mebusan azasi), Dr. Refik Saydam (sonradan bakan ve basbakan), Piyade Yüzbasi Çerkes Resit (Çerkes Ethem'in agabeyi), Tegmen Yakup Cemil (1916'da vatana ihanetten asildi), Dr. Bahattin Sakir, Mithat Sükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teymen Hilmi Musallimi (1915 Süveys Kanali Harekati'nda Kürt mücahitlerin komutani, Said Halim Pasa'nin katibi), Ismail Canbulat (1926 îstiklal Mahkemesi'nde asildi), piyade subayi Rasuhi (sonradan Mustafa Kemal'in yaveri), Filibeli Hilmi Bey (Ittihat Terakki Müfettisi, 1926'da asildi), Serif Burgiba (Habib Burgiba'nin babasi), Arabistan'da îbn-ür Resid.(P.H.Stoddard'in Esref Kusçubasi'ndan dinleyip hazirladigi listeden derlenmistir.)
Teskilat-i Mahsusa'nin faaliyetleri Birinci Dünya Savasi'nda yogunluk kazandi. Teskilat, savas boyunca savas ilanini duyurmanin yaninda; karsi casusluk, Ingiliz istihbarat ve kesif kollarina karsi istihbarata karsi koyma harekati da gerçeklestirdi. Bu arada teskilatin askeri operasyonlar yaptigi da bilinen bir gerçek. Örgütün ilk çalisma alani Bati Trakya oldu. îlk baskan Süleyman Askeri'nin basinda bulundugu Teskilat-i Mahsusa, özel bir tim ile, 1913 Istanbul Anlasmasi sonucu Bulgarlar'a terk edilen Bati Trakya'da, Osmanli Devleti'nden ayri bagimsiz bir Bati Trakya Türk Devleti de kurdu.
1914 yilinin sicak bir agustos gününde, daha savaş baslamadan Enver Pasa Rauf Orbay'i îran, Afganistan, Hindistan sahasinda ajitasyon ve anti îngiliz eylemler yapmakla görevlendirmisti. Istanbul Harbiye Nezareti Sark Subesi Baskani Ömer Fevzi Bey araciligi ile yürütülen hazirliklar sonucunda 20 kisilik asker kökenli özel tim, göreve baslamisti. Ekipte bir ara Çerkes Ethem de görev almis, ancak bölge halkinin kayitsizligi ve Almanlar'in ikilik çikarmasi sebebiyle fiil takriben bir yil sonra, Eylül 1915'te sona ermis ve tim dagilmisti.

Afrika'da Trablusgarb, Misir, Çad, Habesistan ve Sudan'a kadar ajanlar gönderilmisti. Meshur Seyh Ahmed El Sunusi'nin Trablusgarp'tan bir denizalti ile Istanbul'a kaçirilmasi, teskilatin bölgedeki en basarili eylemi. Ayrica Enver Pasa'nin Türkistan seferi ve Cemal Pasa'nin Afganistan'a geçirilmesi, en kötü zamaninda bile örgütün devinim kabiliyetini göstermesi bakimindan önem tasiyor. Bu arada Dünya Savasi sirasinda Nil Nehri üzerindeki su depolarini ve barajlari havaya uçurmak, hatta nehrin Sudan ve Habesistan'daki yataklarini degistirmek gibi görevler üstlenen Teskilat-i Mahsusa'nin bu faaliyetlerine dair belgeler, yillardir arastirmacilara kapali tutulan Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Baskanligi Arsivi'nde saklaniyor. Bu arsivde arastirmacilardan sürekli gizlenen vesika sayisinin, gayri resmi rakamlara göre 30 bini buldugunu yeri gelmisken hatirlatmakta yarar var.
ENTELEKTÜEL ENFORMATlK FAALIYETLER
Anadolu-Iran-Hindistan çizgisinde mezhep ayriliklarina karsi siyaset olusturmak üzere özel bir çalisma baslatan Teskilat-i Mahsusa, bir taraftan da emekli yüzbasi Baha Said Bey'in idaresinde sosyolojik arastirmalar yapiyordu. Ayrica Hindistan'a Sürini imamlar gönderilmek suretiyle, Kara Vasifin baskanliginda Islam Ihtilal Komitesi olusturulmustu. Baha Said, Rusça iç bes yabanci dil bilen ve birikimi hayli çok bir entelektüel olarak önemli görevler üstlenen bir Teskilat-i Mahsusa mensubu olarak bilinir.
Hicaz seyhlerinin çocuklarinin özel olarak egitilmek üzere Galatasaray Lisesi'ne getirilmesi ve bunun yanisira Misir'dan bir öbek din adaminin Mugla'da bir çiftlikte konuk edilmeleri de teskilatm faaliyetleri arasinda yer aliyordu.
Ittihat Terakki bir yandan Teskilat-i Mahsusa gibi etkinlik alani alabildigine genis bir istihbarat örgütü kurarken, öte yandan Islam dünyasinda Ittihati Islam fikrinin olusmasi için egitim ve yayin faaliyetleri de yapmaktan art kalmiyordu. Bugüne kadar yapilan arastirmalarda vesika bulmak mümkün olmadigindan, bu konudaki çalismalar tarihçiler tarafmdan atlanmisti. Doç.Dr. Zekeriya Kursun'un arsivde buldugu el degmemis belgeler sayesinde Ittihatçilar'in, Teskilat-i Mahsusa'ya enlem bir sivil örgüt kurdugu beliriendi. Cemiyeti Hayriyei Islamiye adiyla olusturulan bu sivil toplum Medine'de bir Islam Üniversitesi kurmayi bile basarmisti. Teskilatin en önemli prensiplerinden biri de, sivil ve askeri örgütlerin birbiri ile koordineli bir sekilde çalismalarmi saglamakti.
FAALIYETLERlN SONUÇLARI 1911-1918 yillari arasinda Orta Dogu-Orta Asya, Güney Asya, Kuzey ve Orta Afrika'da casusluk, karsi casusluk, propaganda ve çesitli operasyonlar yapan Teskilat-i Mahsusa'nin faaliyetleri, Osmanli Devleti'nin yenilmesiyle resmen sona erdi. Teskilat için çalisan pek çok Arap Osmanli vatandasi isgal altindaki kendi ülkelerine dagildilar.
Bütün bu gelismelerden sonra faaliyetler, örgüte bagli kalmaksizin, bir sekilde devam etti.
Teskilat-i Mahsusa'nin görev telakkisiEsref Kusçubasi anlatiyor, "îçimizde kimsenin kaybedecek birseyi yok. Davamizin hakli olduguna ve çalismalarimizin mühim olduguna inanmistik. Sonunda kazanamayacak olusumuzu gözardi etmeye meyyaldik. Hiç degilse, harbin sonunda etrafimizdaki dünya çökmeden, küçük tefek bir kaç zafer kazanabilirdik. Durmadan çahstim... Bu ise gönül vermistim, mantik ne derse desin.. hiçbir vakit filozofyahut siyasetçi olmadim ve bu isten iyi dostlar, yara izleri ve kalça çikigi, birkaç madalya ve memleketim için çok iyi dögüçtügümü bilmenin verdigi tatmin disinda hiçbir sey elde etmedim."

Türk-Arap iliskileri üzerine önemli çalismalar yapan Doç. Dr. Zekeriya Kursun'un arastirmalari sonucunda vardigi neticeye göre, Kuzey Afrika'daki bagimsizlik mücadelelerinde Teskilat-i Mahsusa'nin bir hayli etkili oldugu görülüyor. Mesela Sekip Arslan Kuzey Afrika'da ulusal mücadele fikrini yayarken Sadik El-Husri, Arap Birligi'nin düşünce babaligini yapiyordu ve bu kimselerin teskilat ile iliskileri vardi.
Teskilat-i Mahsusa batmakta olan bir devletin askeri istihbarat örgütü niteligini tasiyordu. Bu niteliginden dolayi da parlak basarilar elde etmesi nerdeyse imkansizdi. Orhan Kologlu devletin içinde bulundugu sosyo ekonomik durumun örgütü iflasa sürükledigini söylerken, Dr. Haluk Dursun bu çöküsü teskilatin rakiplerinin gücüne ve dünyanin en iyileri olmasina bagliyor. Dursun "Teskilat-i Mahsusa amatör bir ruhla ve çok genis bir cografyada yüksek performansi ile etkinlik göstermistir. Devlet tecrübesi ve felsefesinden dogmus bir strateji yerine pratik fiil ve militanlik ruhundan kaynaklanan bir hareketti Teskilat-i Mahsusa. En büyük handikap ve dezavantajlari ise karsilarinda rakip olarak bu konuda dünyanin en iyisi îngiliz Entelijans servisi ve E.T. Lawrence'in bulunmasiydi" diyor. Ancak Zekeriya Kursun, teskilatin karsi casusluk faaliyetlerinde küçümsenmeyecek basarilar elde ettigini, Serif Hüseyin isyaninin diger Arap bölgelerine yayilmasinin, teskilatin çalismalari sayesinde önlendigini ve Arabistan'da îbn Resid, Yemen'de ise îmam Yahya'nin savasin sonuna kadar Osmanli Devleti'ne bagli kaldigini hatirlatiyor.
MlLLl MÜCADELE VE TESKlLAT-I MAHSUSA
Bütün olumsuzluklara ragmen Mütareke Devri Istanbul'unda ve Anadolu'sunda Teskilat-i Mahsusa'nin faaliyetleri durmak bilmedi. Zamana ve zemine çok çabuk adapte olup faaliyete geçebilen bu örgüt mensuplari Istanbul'da Ulusal Kongre olarak bilinen cemiyeti de olusturdular. Tarihçi Dr. Haluk Dursun "Mütareke Devri Istanbul'unda Ulusal Kongre çatisi altinda birlesen ve ulusal direnisi destekleyen eski Teskilat-i Mahsusaci; bilim, düşünce adamlari, sanatçilar, doktorlar, gazeteciler yani imparatorluk entelektüelleri özellikle yabanci dilde gazete, kitap çikararak ulusal tezleri dünya kamuoyunda savunmuslardir. Ayrica o sartlarda Cenevre, Paris, Budapeste, Londra gibi merkezlerde kitap, gazete yayinlamak imparatorluk kadrosunun vizyon ve misyon bakimindan seviyesini gösterir" diyor.
1918'de resmen sona eren Teskilat-i Mahsusa faaliyetleri devam eder. Kara Kemal, Kara Vasif, Baha Said öncülügünde Karakol Cemiyeti kurulmus ve Ulusal Mücadele'nin temeli atilmisti. Bunlar hem Anadolu'ya silah ve asker geçirilmesini saglamislar hem de Mustafa Kemal'in etkinlik ve kongresinde bunlar olusturdu. Adeta Enver Pasa'nin kurup harekete geçirdigi Teskilat-i Mahsusa'dan soylu Mustafa Kemal ürün aldi. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Beyoglu, Ulusal Mücadele'yi Teskilat-i Mahsusa'nin teskilatlandirdigini bütün saklı örgütlerin bu teskilatta çalisarak tecrübe kazanmis kisilerce kuruldugunu belirterek "însan ve silah kaçirmaktan propaganda ve casusluk hizmetlerine kadar ağırbaşlı hizmetler yaptilar. Mustafa Kemal bu örgütlerin farkindaydi" diyor. Mustafa Kemal bir süre birlikte çalismayi müsait gördügü bu etkin saklı teskilatlarla daha sonra hesaplasma yoluna gitti. Bu çatisma tarihçilere göre kaçinilmazdi.
Philip H. Stoddard'in Esref Kusçubasi'ndan aldigi teskilat listesinde de görüldügü gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'in de teskalatla iliskisi olmustu. Mustafa Kemal teskilatla iliskisi Trablusgarp Savasi'nda yerel milisleri örgütlemekle baslamisti. Mustafa Kemal daha sonra Enver Pasa ile olan ihtilafi nedeniyle teskilata biraz mesafeli durmayi tercih ediyor. Orhan Kologlu'nun belirttigine göre de Enver Pasa Trablusgarp'ta Bedevi Araplar'la bir Islam imparatorlugu kurabilecegini raporlarina yazarken Mustafa Kemal dönemin genelkurmayina bedevilerle hiç bir is yapilamayacagina dair bir rapor gönderiyordu. O dönemde teskilat henüz kurulmamasina ragmen fiili olarak görev yapiyordu.
Gerek Istiklal Savasi'nda gerekse cumhuriyet sonrasinda önemli roller oynayan Rauf Orbay, îstiklal Mahkemeleri'ne baskanlik eden Ali Çetinkaya, Cumhuriyet döneminin önemli isimlerinden Ali Fethi Okyar, T.C'ye bakanlik ve basbakanlik yapan Dr. Refik Saydam, Atatürk'ün yaveri piyade subayi Rasuhi, THK Baskanligi yapan Fuat Bulca, îstiklal Marsi'nin yazari ve Kurtulus Savasi'nin manevi dinamiklerinden Mehmet Akif Ersoy da teskilatta çalismisti.
Doç. Dr. Zekenya KURSUN:Teskilat-i Mahsusa K.Afrika'da istiklal fikrini yaydiIttihat Terakki 2. Mesrutiyeti duyuru ettirdikten sonra imparatorlukta sahte kaynasma yasandi. Ama derhal ardindan 1909'da imparatorlukta yasayan çeşitli unsurlarda 'milli hedefler' ortaya çikti. Balkan Harbi sonrasinda artik Ittihatçilarin politikasi Osmanliciliktan Islamciliga kaydi. Tenkit ettikleri Abdülhamit politikalarini ülke ve dünya sartlari onlara adeta dikte ettirdi. Emperyalistlere karsi bülün Müslümanlari harekete geçirmek için sivil örgütler kuruluyor. Bunlardan birisi Cemiyeti Hayriye-i Islamiye kuruluyor amaci da egitimi yayginlastirarak Müslümanlar arasindaki dayanismayi artirmak olarak tesbit ediliyor. Bu amaç ile Medine'de bir Islam Üniversitesi kuruluyor. Bununla Abdülhamit'in Hicaz Demiryolu Projesi ile olusturmak istedigi Ittihat-i Islam fikrini, Islami dayanismayi tesis etmeye çalisiyorlardi. Fikri altyapi olusturulurken ittihatçilar istihbarat ihtiyaci için Emniyet-i Umumiye içinde Heyeti Istihbariye teskil ediliyor. Devlet bünyesindeki subelerle bilgi toplaniyor. Trablusgarp Savasi'ndan sonra Teskilat-i Mahsusa kuruluyor ve hem bilgiyi degerlendirme hem de gerektiginde askeri operasyon yapiyor.Arsivde buldugum bir vesika teskilatin çalismasi hakkinda düşünce vermektedir; Osmanli askeri Katar'dan çekilirken Teskilat-i Mahsusa görevlisi Ömer Fevzi Bey, Enver Pasa'ya yazdigi mektupta "Anlasma üzerine askerlerimizi çekiyoruz; ama halkin durumu müsait. Libya'daki gibi milisleri organize ederek mi çikalim?" diye soruyordu.Osmanli sonrasinda Kuzey Afrika'da verilen bagimsizlik mücadelesinde Teskilat-i Mahsusa'nin etkisi vardir. Mesela Sekip Arslan Kuzey Afrika'da ulusal mücadele fikrini yaymistir, Sati' El Husri Arap Birligi fikrinin babasidir ve teskilattandi. Gerek manda yönetimi altinda gerekse bagimsizligini kazandiktan sonra Arap devletlerinin yöneticileri Osmanli okullarindan mezun idiler ve Teskilat-i Mahsusa ile alakalari olabilir. Bunlari yerel arsivlerin tetkiki ile anlayabilecegiz.Dogu ve Kuzey Afrika Bedeviler arasinda yapilan sözlü tarih arastirmalarinda hala, îngiliz istihbarat örgütleri ve kesif kollarina karsi, istihbarata karsi koyma harekati gerçeklestiren basta Esref Kuççubasi ve Teskilat-i Mahsusa örgütünün kahramanliklarinin anlatildigi tesbit edilmistir."

Kaynak: Aksiyon dergisi, sayi: 49, 1995
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
cumhuriyeti, kurdu, mahsusa, teskilati
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Açık

Forum Jump


Tüm Zamanlar GMT Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:17.


Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.
www.ferizli.net duzcem.com.tr kaynarca.net Okey Oyna Hemen İndir indirin.net itiraf sitesi trsikayet.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort ankara eskort ankara escort kızılay escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort
-----