#1
|
|||
|
|||
1/20 Sabitesi
1/20 Sabitesi
Biyolojide asit ve alkalilerin kuvveti, solüsyon içinde iyonize olan hidrojen (H+) konsantrasyonu ile ölçülmektedir. Kimyevî ekîvalans bakımından birbirinin eşiti olan çeşitli asit ve alkali solüsyonların şimik reaksiyonlar ve canlı dokulara etkileri bakımından farklılık gösterdikleri bilinmektedir. Bunu bir misalle açıklayabiliriz: Asetik asit ve nitrik asit şimik ekivalans bakımından birbirinin aynıdır, fakat nitrik asit solüsyon halinde iken % 80'e yakın oranda iyonize olur. Buna karşılık asetik asidin ise % 1'den daha azı iyonize olur. Buna göre nitrik asit kuvvetli bir asit, asetik asit ise zayıf bir asittir. Bir çözeltinin beher litresindeki hidrojen iyonu konsantrasyonunun mol cinsinden negatif logaritması pH olarak bilinir. 25 derecelik saf suyun H+ iyonu konsantrasyonu 1/10-7 dir. Bu sayının negatif logaritması ise 7'dir; öyle ise suyun pH'sı 7'dir. Buraya kadar anlatılanlar insan bünyesindeki asidite ve alkali durumuna açıklık kazandırmak içindir. İnsan bünyesinde, vücut likitlerinin pH'sı bir ömür boyu belirli bir sabitede tutulmakta olup pH: 7.36-7.44 (Ortalama: 7,4)'tür. 60-70 yıllık insan ömründe, yaz ve kış, gece ve gündüz demeden insan vücudu likitlerinin pH'sı sabit tutulmaya çalışılmaktadır. Bu pH'nın ayarlanmasında vazifelendirilen birçok sistemler göze çarpar ve bunların çalışmaları dikkatle incelenirse çok hassas mizanların vazifelendirildiği, has-miktarlarda ölçülüp tartıldığı dikkati çeker. Kimyevî ve fizyolojik yollarla bir ömür boyu pH 7,4 civarında sabit tutulmaya çalışılır. pH'da çok az bir oynamanın (asit veya alkali yöne kayma) insan hayatını tehdit ettiğini, bu hususla ilgili hekimlerin asidoz ve al kal 02 durumlarında nasıl panik içinde olduklarını ve tedavide ne kadar acele ettiklerini yakın müşahedelerle gözlemek mümkündür. pH'nın korunmasında vücudun tampon sistemleri ve bu arada akciğer ve böbreğin büyük rolü vardır. Akciğer ve böbreklerden asit iyonların atılmasına bilhassa dikkat edilir. Bu yazımızda akciğer ve böbreğin, vücudun pH'sını ayarlamada gösterdikleri mükemmel çalışmaya temas etmeyip kimyevî tampon maddelerden ve bunlar içinde 1/20 sabitesi ile mükemmel vazife gören bikarbonat/karbonik asit tampon sisteminden bahsedeceğiz. Bir çözeltide varlığı ile bir asit veya bir alkalinin eklenmesinden oluşan pH değişmelerini azaltan kimyevî maddelere tampon adı verilir. Vücudun kimyevî tamponları içinde 4 ana tampon sisteminden söz edilebilir: Eritrosit-Hemoglobin tampon sistemi, protein tampon sistemi, fosfat tampon sistemi ve bikarbonat-karbonik asit tampon sistemi. Bikarbonat-karbonik asit tampon sistemi tampon sistemler içinde adından en fazla bahsedilen bir sistemdir. Umumiyetle bikarbonat, sodyum veya potasyum tuzu şeklinde bulunur. Kimyevî formülü ise B.HCO3 şeklinde gösterilir. Karbonik asit ise, H.HCO3 olarak ifade edilir. Bikarbonat-karbonik asit sistemi, zayıf bir asit ve bunun kuvvetli bir bazla meydana getirdiği tuzun karışımından ibaret bir sistem olup, diğer bütün tampon sistemlerin tâbi olduğu kanunlar uyarınca çalışır. Organizmaya karbonik asitten daha kuvvetli bir asit girdiğini düşünelim. Bu asit HCL (hidroklorik asit) olsun. Bu durumda bikarbonat tuzu ile yukarıdaki kuvvetli asit reaksiyona girer ve reaksiyon sonucu karbonik asit oluşur. Karbonik asit ise zayıf bir asit olduğundan ortamın pH' sı değişmez. Şöyle bir denklem ile bunu anlatabiliriz: HCI + NaHCO 3 = NaCl + H.HCO 3 Aynı şekilde sisteme katılan kuvvetli bir alkali de söz konusu olabilir. Bu durumda şöyle bir denklem kurulur: NaOH + H.HCO 3 = NaHCO 3+ H2O Görülüyor ki bir alana sodyum hidroksit gibi kuvvetli bir baz bile girse derhal karbonik asit ile reaksiyona girmekte ve bikarbonat tuzu ve su oluşmakta ve alanın pH'sı değişmemektedir. ; Bikarbonat-karbonik asit tampon sistemi daha çok hücre dışı sıvıdaki nötralize edici vazifeyi üzerine almıştır. Intrasellüler (hücre içi) sıvıda ise bu vazifeyi fosfat tampon sistemi yüklenir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere belirli bir pH derecesini bir ömür boyu sabit bir seviyede tutabilmek için belirli bir karbonik asit ve bikarbonat tuzuna ihtiyaç vardır. Başka bir deyişle her pH derecesi belirli nisbette bir karbonik asîd bikarbonat tuzu karışımına karşı gelir. İnsanlarda normal pH'da (7,4) karbonik asit 1,3 mEq/L, bikarbonat tuzu ise 27 mEq/L.'dir. Bunların birbirine oranı ise (1.3/27) yukarıdaki sabiteyi (1/20) vermektedir. Tampon sistemde karbonik asit veya bikarbonatın harcanması durumunda yukarıdaki sabite değişme gösterecektir. Fakat insan vücudunda öyle mükemmel ayar sistemleri vardır ki, çok kısa bir sürede 'denge' ayarlanmakta ve 1/20 sabitesi muhafaza edilmektedir. Bu kadar mükemmel sistemlerin insan bünyesinde toplanması insanın bir ömür boyu sağlıklı yaşaması için gereklidir. Sayılan bu tampon sistemlerden bir tekinin çalışmaması durumunda ise, bazı defalar, dönüşü olmayan klinik tablolar ortaya çıkmakta ve dünya hayatı sona ermektedir. İnsan düşünse, bir tek nefes alış-verişinin ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlayacaktır. Hâlbuki yukarıdaki anlatılan tampon sistemler ve bunun yanında vücudun diğer sistemlerinin çalışması karşısında insan kendine gelmeli ve bu sistemleri insan vücuduna yerleştiren yaratıcısına olan vazifelerini iyi bilmelidir. |